"Her şey 1965 yılında Prof. Per-Ingvar Branemark'ın 10 küsur yıllık çalışmaları sonucunda titanyum implantı ilk hastası Gösta Larson'a uygulamasıyla başladı.
1931'de doğan Larson'nın ağır doğumsal çene ucu ve çene deformiteleri mevcuttu. O günlerde onun için uygun tedavi seçenekleri yoktu. Normal çiğneme fonksiyonunu yapamadan ve doğru dürüst konuşamadan büyüdü. Kendi deneyimiyle 'dişleri olması gereken yerde değildi.' 'Çocukluğum ve gençliğim sırasında bendeki anomaliyi düzeltebilmek için çok az şey yapılabileceğini kabullenmeyi öğrendim. Hayatım normalin çok dışındaydı. Yemek yiyemiyordum, konuşamıyordum ve bir dilim beyaz ekmeği bile çiğneyemiyordum' diye anlatıyor Gösta Larson.
Profesör Branemark ona yardım etmeye çalışacağını söylediğinde, neyi beklemesi gerektiğini bile bilmiyordu. Aslında bu işlem için yeterince güçlü kemiğe bile sahip değildi. Titanyum implant uygulanan ilk hasta olacaktı. Gotheburg'daki merkezde uygulanan cerrahi sonrasında 4 adet titanyum implantla desteklenmiş bir çift sabit dişe sahipti.
Artık herkes gibi yemek yiyebiliyordu, kendini ifade edebiliyordu ve güvenle aynaya bakabiliyordu. O günden sonra 40 yıl geçti. Gösta Larson hâlâ orijinal implantlarına sahiptir. Kuşkusuz dişlerini ve çenesini implant teknolojisiyle restore ettirdikten sonra hayatında çok şey değişti. Ancak en önemli değişim kendine olan güvenindeki büyük artış."
Branemark 1955 yılında mikrosirkülasyon üzerine yaptığı bir deney sırasında, tesadüfen titanyum ile kemik arasındaki direk bağlantıyı saptamıştır. Bu durumdan faydalanarak dişsiz çenelerde protezlere destek olacak implantları tasarlamıştır.
1965 yılına kadar on yıl süre ile çeşitli hayvan deneyleri, dizayn çalışmaları ve biyomekanik deneyler yapmış, 1965'te ilk insan üzerinde uygulamaya geçmiştir. 1969 yılında bu ön çalışmaların raporu Scandinavian Journal of Dentistry'de yayınlanmış; 1977 yılında 15 yıllık takip sonuçları yine Scandinavian Journal of Dentistry'de yayınlanmış, devam eden çalışma sonuçları 1981 yılında International Journal of Oral Surgery dergisinde yayınlanarak tıp dünyasına duyrulmuştur. Bu yayın sonrasında o güne kadar şarlatanlıkla ve bilimsel altyapıdan yoksun olmakla suçlanan diş implantı uygulamaları, A.B.D. ve Avrupa'daki saygın üniversitelerce kabul görerek hızla yaygınlaşmış ve dişhekimliği uygulamaları arasındaki yerini almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder